Attempts to simulate mosaic in paint are exceptionally rare in the monumental art of Byzantium and the countries within its cultural orbit. Two isolated examples, both produced by covering the wall surface with dots of paint, survive from medieval Cappadocia, one in the Sarnıç Kilise near Göreme (first half of the eleventh century) and the other in the Bezirana Kilisesi in the Ihlara Valley (late thirteenth century). In the Sarnıç Kilise, feigned tessellation is applied to the Deēsis in the sanctuary apse, while in the Bezirana Kilisesi, it graces the dedicatory inscription above the entrance. The present article seeks to recover the logic behind the creation of these two pseudo-mosaics and to reconstruct how they may have been perceived by medieval audiences. Far from being little more than feeble imitations, cheap substitutes for real mosaics, the pseudo-mosaics of the Sarnıç Kilise and the Bezirana Kilisesi bear witness to a profound confidence in the power of the paintbrush. The rupestrian environment of Cappadocia, with its hyperbolic, simulacral architecture carved from the living rock, encouraged illusionism, overt artificiality, and visual wit. It gave free rein to painters to exploit the full potential of their medium and transform the church space into a spectacle of fictive materials and art forms.
Keywords: pseudo-mosaic, mosaic, Bezirana Kilisesi, Sarniç Kilise, Serbia, gold, simulacrumBizans anıtsal sanatında ve kültürel yörüngesindeki bölgelerde, mozaiğin resim olarak canlandırıldığı nadiren görülür. Biri Göreme yakınlarındaki Sarnıç Kilise (on birinci yüzyılın ilk yarısı), diğeri ise Ihlara Vadisi’ndeki Bezirana Kilisesi (on üçüncü yüzyıl sonu) olmak üzere Ortaçağ Kapadokyası’ndan duvar yüzeyinin boya benekleriyle kaplandığı iki münferit örnek vardır. Mozaik taklidi bezemeler Sarnıç Kilise’de Deesis sahnesine uygulanmışken, Bezirana Kilisesi’nde girişin üstündeki ithaf yazıtını süsler. Bu çalışma, söz konusu iki pseudo-mozaiğin yapılmasının ardında yatan mantığı açığa çıkarmak ve bunların Ortaçağ izleyicileri üzerinde yaratmış olabileceği algıyı yeniden inşa etmeyi hedeflemektedir. Sarnıç Kilise ve Bezirana Kilisesi’nin pseudo-mozaikleri, gerçek mozaiklerin kötü taklitleri veya niteliksiz ikameleri değildir; aksine fırçanın gücüne duyulan büyük bir güvenin ifadesidir. Kayalara oyulan hiperbolik, simülakral mimarisiyle Kapadokya’nın kayalık arazisi, illüzyonizme, sınırları belirgin bir yapaylığa ve görsel zekaya ilham kaynağı olmuştur. Ressamlara ellerindeki araçları tüm yönleriyle kullanma ve kilise mekânını kurgusal malzemeler ve sanat biçimlerinden oluşan bir tabloya dönüştürme imkânı vermiştir.
Anahtar Kelimeler: pseudo-mozaik, mozaik, Bezirana Kilisesi, Sarnıç Kilise, Sırbistan, altın, simülakrum